<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d13199864\x26blogName\x3dH2Osfer\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dBLUE\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://hikio.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://hikio.blogspot.com/\x26vt\x3d57485670787837765', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Salı, Eylül 13, 2005

Var işte makinelerin ruhu!


Efenim her ne kadar muhterem makine mühendisimiz Hikio beyefendi görüşümüze katılmasalar da, ısrarcıyım bu savımda. Yanlış da anlaşılmasın, mesleki bilgisine, deneyimine saygımız sonsuz... Ama ben de bunca yıllık çeşitli alet edavatla (bilgisayarından saç kurutma makinesine, hesap makinesinden cep telefonuna ve hatta çekice kadar) olan naçizane münasabetim sonucunda vardığım, hatta bazı arkadaşlarla "evet evet kesin böyle" dediğimiz kanaatimi değiştirmeyeceğim, hatta işbu vesile ile cümle aleme duyuracağım. Neyse efendim sadede gelelim ve tekrardan, dan diye yapıştıralım iddiamızı şapşal paparazzi programlarında ekrana yapıştırılan cümlecikler gibi: "Makinelerin ruhu var!"... Yoksa nasıl açıklarsınız ki işyerinde izne çıkan, bilgisayarını size emanet eden kişinin bilgisayarına oturur oturmaz aletin kararıvermesini? Ya da evden uzakta olan annenin değil de sadece sizin parmağınız bastı düğmesine diye çamaşır makinesinin trip yapıp resmen sahibini yadırgamasını? Ya da sırf arkadaşlarla geyik yapalım, çet eyleyelim, iki e-mail yazalım diye oturduğumuzda tıngır da mıngır çalışan bilgisayarın, kasınç bi ödevi yazmak amacıyla "allah kahretsin nasıl bitcek bu ödev sabaha kadar" şeklindeki negatif enerjiyle yüklüyken başına oturduğunuzda sürekli kilitlenip, allahın wordu gibi basit bi programın bile göçmesini çökmesini? Ya da "allaam ne kadar yorgunum, eve gidip kendimi sıcak sulara ıslayayım, duşa bir girip bir daha çıkmayayım" isteği ile girdiğiniz duşta kombinin sırf size gıcık olsun diye duruvermesini? Üstelik acele de etmezsiniz, işinize şeytan karışması ya da söz konusu aletin elinize dolaşması için sebep yoktur. Hatta aletlerin bu "huyunu" bildiğiniz için -varsa- negatif enerjinizden de sıyrılıp "hanimiş de canım çamaşır makinnemmiş" diyerek tümm şirinliğinizle yanaşırsınız ama yine de yadırgar işte sahibini makine. Yine de sanki günün birinde, arada bir de olsa "ulan şu zımbırtılar olmasa da daha doğal, huzurlu, sade bi hayat yaşasak, bunca şeye ihtiyaç duymasak" diye içinizden geçirdiğinizi hissetmiş gibidir makine ve "var işte bana ihtiyacın, bensiz bir hiçsin sen, dur bak süründüreyim seni de gör, ni ho ho haaa >:)" der gibi çaat diye kopar gider, ya garip sesler gelir çalışmaz olur, ya da simsiyah bi erkranla başbaşasınızdır. Ve the end dir...

1 Yorum:

At 14/9/05 22:05, Blogger eren said...

Bu gibi durumlarda her ne kadar "yahu belki de sadece zorlandığın durumlar daha akılda kalıcı olduğu için onları hatırlıyorsun, hep onlar aklına geldiği için de sanki makineler sana karşıymış gibi hissediyorsun, olur mu hiç makinelerin ruhu canım" diyerek ikna için uğraş verseniz de bu mantık üretme çabalarınız sonucunda biri çıkıp da "var işte makinelerin ruhu" cevabını verdiği takdirde direnmeyi ve mantık yürütmeyi bırakıp pes etmek en doğru hareket olacaktır desem de siz haklı direnişinizi sürdürün ve bu cümlenin tek bir cümle olduğunu akıldan çıkartmayarak, cümleyi öğelerine ayırdıktan sonra bana maille yollayacak arkadaşa çekiliş ile bir adet blogger hesabı hediye edeceğim ki bloga yazan anonymous arkadaşlarımızın sayısı artık azalsın da bir daha bu kimdir şu kimdir acaba diye düşünüp durmaktan helak olmayalım değil mi sevgili blog okuyucuları dedikten sonra bu cümleyi bitirebilirim inşallah ulan. Biri su versin.

 

Yorum Gönder

<< Home

Creative Commons License
This work is licensed under a
Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 2.5 License.